Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

Loading...
LÜTFEN KULAK VERİN "COVİD" TEHLİKELİDİR

















SON YAZILAR :
Loading...


Deniz Taşıtları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Deniz Taşıtları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

08 Şubat 2022

Midilli Kruvazörü


SMS Breslau veya sonraki adıyla Midilli, Alman İmparatorluğu donanması için inşa edilen Magdeburg sınıfı hafif kruvazördür. Yapımına 1910'da başlandı ve 16 Mayıs 1911'de denize indirildi. Göreve alınmasından sonra savaş kruvazörü Goeben ile birlikte, Balkan Savaşları'nın patlak vermesi nedeniyle Akdeniz Tümeni'nde görevlendirildi. Breslau ve Goeben, İstanbul'a ulaşmak için Akdeniz'deki İngiliz savaş gemilerinden kaçtıktan sonra Ağustos 1914'te Osmanlı İmparatorluğu tarafından satın alındı ve gemilerin adları Midilli ve Yavuz Sultan Selim olarak değiştirildi. İki gemi, ağırlıklı olarak Karadeniz'de, Rusların Karadeniz Filosu'na karşı hizmet etti ve diğer Osmanlı gemileri ile birlikte Ekim 1914'te Rus limanlarına baskınlar düzenledi. Bu baskınlar, Rusya'nın Osmanlı'ya savaş ilan etmesine ve Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na İttifak Devletlerinin yanında katılmasına yol açtı.

I. Dünya Savaşı sırasında Midilli, Rusya kıyılarına mayın döşeme, Rus limanlarını ve tesislerini bombalama ve Osmanlı ticaret gemilerinin yetersizliğinden dolayı Kafkasya Cephesi'nde savaşan Osmanlı birliklerine Karadeniz limanlarından asker ve malzeme tedarik etme görevlerini üstlendi. Birkaç kez Rus gemilerinden hafif hasar aldı. 1915'te çarptığı mayın sonrasında yarım yıl kadar hizmet dışı kaldı. 20 Ocak 1918'de, İmroz Muharebesi esnasında beş mayına çarparak battı. Mürettebatının çoğunluğu bu muharebede hayatını kaybetti.

Tasarımı (Magdeburg sınıfı kruvazör)

Breslau'nun tam boyu 138,7 m, genişliği 13,5 m, ön kısımdaki su çekimi 4,4 m idi. Deplasmanı normal yükte 4.564 t (4.492 büyük ton), tam yükte ise 5.281 t (5.198 büyük ton) idi. Tahrik sistemi iki adet 3,4 metre çapında pervaneye bağlı iki set AEG-Vulcan buhar türbininden oluşuyordu. Motorlar 25.000 şaft beygir gücü (19.000 kW) verecek şekilde tasarlanmış ancak pratikte 33.482 şaft beygir gücüne (24.968 kW) ulaşmışlardı. Bu motorların kullandığı buhar, on altı deniz tipi su borulu kazan tarafından üretilmekteydi. Kazanlar, ilk başta kömür yakıtlı olarak tasarlanmışlarsa da, daha sonra yanma oranını arttırmak için üzerine fuel oil püskürtülmüş kömür kullanacak şekilde değiştirilmişlerdi. Geminin son hızı 27,5 knot (50,9 km/sa; 31,6 mph) seviyesindeyken, 1.200 ton kömür ve 106 ton fuel oil ile 12 knot (22 km/sa; 14 mph) hızda yaklaşık 5.820 deniz mili (10.780 km; 6.700 mi) menzili vardı. Gemi mürettebatı 18 subay ve 336 bahriyeliden oluşuyordu.

Gemi, tek ayaklı kaidelere monteli on iki adet 10,5 cm SK L/45 topla donatılmıştı. Topların ikisi geminin önündeki baş kasarada yan yana, sekizi geminin ortasında iskele ve sancak taraflarında dörder tane olacak şekilde, ikisi ise geminin arkasında yan yana monte edilmişti. Silahların en fazla 30 derecelik bir açıya kadar yükselebilmekte, bu sayede 12.700 metre mesafedeki hedeflere atış yapabilmektelerdi. Gemide silah başına 150 olmak üzere toplamda 1800 top mermisi taşınmaktaydı. 1917'ye gelindiğinde, 10,5 cm'lik toplar sekiz adet 15 cm SK L/45 top ile değiştirildi. Bu toplardan biri geminin önünde, altısı her iki yanda üçer adet olmak üzere ortada ve biri arkadaydı. Gemi ayrıca bir çift 50 cm torpido tüpü, beş torpido ve 120 mayın taşımaktaydı. Gemi, ortasında kalınlığı 60 mm olan ve su hattında yer alan kemer zırhına sahipti. Kumanda kulesi 100 mm kalınlıkta, üst güverte ise 60 mm kalınlığa varan bir zırh levhası ile kaplıydı.

Hizmet dönemi

Alman İmparatorluk Donanması

Breslau, "Ersatz Falke" geçici adı altında sipariş edildi ve omurgası 1910'da Stettin'deki AG Vulcan Stettin tersanesinde serildi. 16 Mayıs 1911'deki denize indiriliş töreninde geminin adını aldığı Breslau kentinin belediye başkanı tarafından vaftiz edildi. Denize indirildikten sonra ekipmanlarının montaj çalışmaları başladı, geminin donatılması 1912 yılının ortalarına kadar sürdü. 20 Ağustos 1912'de Açık Deniz Filosu'nda görevlendirildi. İmparatorluk Donanması, 1912'de başlayan Balkan Savaşlarının ardından Akdeniz'de kalıcı bir deniz varlığına ihtiyacı olduğuna karar vermişti. Breslau, daha sonra Amiral Wilhelm Souchon komutasındaki zırhlı muharebe kruvazörü SMS Goeben ile birlikte Akdeniz Tümeni'ne atandı. Amiral Karl Dönitz de 1912'den 1916'ya kadar Breslau'da görev yaptı.


Müttefik donanmasından kaçış-
Goeben ve Breslau'nun takibi

I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Breslau ve Goeben, Cezayir'den Fransa'ya asker gönderen Fransız taşıma gemilerine müdahale etmekteydiler. 3 Ağustos 1914'te Souchon'un iki gemisi Cezayir'e doğru seyrediyordu. 06.00'dan bir süre sonra Breslau, Bône'deki yükleme limanını bombalarken Goeben ise Philippeville'e saldırdı. Ancak bu saldırılar önemli bir hasara yol açmadı. Saldırıların ardından Souchon, kömür stoklarını yenilemek için Messina'ya döndü. Birleşik Krallık henüz Alman İmparatorluğu ile savaşa girmese de iki Britanya muharebe kruvazörü HMS Indomitable ve HMS Indefatigable, Messina'ya giden Alman gemilerini takip etti. Souchon, 5 Ağustos'ta kısmî kömür ikmali alan Goeben'le açılmaya ve Ege Denizi'nde bir kömür gemisiyle buluşmaya karar verdi. Goeben ve Breslau ertesi sabah limandan Britanya Akdeniz Filosu'nun takibi altında ayrıldılar ve İstanbul'a doğru yola çıktılar. Aynı akşam Amiral Ernest Troubridge tarafından komuta edilen 1. Kruvazör Filosu, Almanlarla temas sağladı ve Troubridge'in Goeben'in 28 cm'lik toplarından çekinerek saldırıyı durdurmasından önce Breslau ile hafif kruvazör Gloucester, bir müddet birbirlerine ateş ettiler.

8 Ağustos'ta Goeben ve Breslau, Hacılar adasının açıklarında ikmal gemisiyle buluşurken, iki gün sonra ise Çanakkale Boğazı'na girdiler. Tarafsızlık kurallarının etrafından dolaşmak için Almanya iki gemiyi 16 Ağustos'ta Osmanlı donanmasına devretti. Bunun için kâğıt üzerinde ve göstermelik bir satış belgesi hazırlandı. 23 Eylül'de Souchon, Osmanlı filosunu komuta etme teklifini kabul etti. Breslau'nun adı Midilli, Goeben'in adı ise Yavuz Sultan Selim olarak değiştirildi. Gemilerin Alman mürettebatı Osmanlı üniformaları giyerek fes taktılar. Britanyalılar, gemilerin Osmanlı İmparatorluğu'na satılmasını kabul etmediler ve gemilerin bayrağı ne olursa olsun Ege Denizi'ne açılmaları durumunda saldırmak için Çanakkale Boğazı dışında abluka kurdular.

Osmanlı Donanması

27 Ekim 1914 akşamı Midilli ve Osmanlı filosunun geri kalanı İstanbul Boğazı'ndan çıkarak görünüşte manevra yapma amacıyla Karadeniz'e hareket etti. Filo, Karadeniz'e çıktıktan sonra denizin karşı tarafındaki Rus üslerine saldırmak için dört gruba ayrıldı. Midilli ve başka bir kruvazör, Kerç Boğazı'nı mayınlamak ve ardından Novorossiysk limanına saldırmakla görevlendirildi. Midilli Kerç Boğazı'na altmış mayın yerleştirdi, bu mayınlar daha sonra iki Rus ticaret gemisi batırdı. Mayınları dizmesinin ardından Novorossiysk'i bombalamak için diğer gemiye katıldı. Gemiler, Novorossiysk'i top atışına tutarak limanın petrol tanklarını ateşe verirken; yedi ticari gemiye zarar verdiler ve brüt 1.085 tonluk (GRT) Nikolai gemisini batırdılar. Ruslara verilen zarar göreceli olarak hafif olmasına rağmen bu saldırı Rusların Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmesine sebep oldu ve Osmanlıları İttifak Devletleri tarafında I. Dünya Savaşı'na girmeye zorladı.

Midilli, Kasım 1914'ün başlarında Doğu Karadeniz'de Osmanlı nakliye gemilerini korurken Ruslar tarafından Osmanlı deniz taşımacılığına karşı yapılan saldırılara misilleme yapmak için Rusların Poti limanını bombalamak üzere donanmadan ayrıldı. 17 Kasım'da Yavuz Sultan Selim ile birlikte Souchon komutasında Trabzon bombardımanından dönen Rus Karadeniz Filosu'nu yakalamak için bir sortiye çıktı. Midilli, düşük görüş mesafesine rağmen Rus gemilerini Kırım'ın güney ucundaki Sarıç Burnu açıklarında tespit etti. Sarıç Burnu Muharebesi olarak adlandırılacak çatışmada Amiral Souchon, Midilli'ye Yavuz Sultan Selim'in arkasında güvenli bir pozisyona geçmesini emretti; ancak gemi Rus ön dretnotları Tri Sviatitelia ve Rostislav ile çatışma halindeydi. Bir süre sonra Souchon, Osmanlı gemilerine çatışmayı kesme emri verdi. Midilli ayın geri kalanını Trabzon'a giden nakliye gemilerine eskortluk görevinde geçirdi. 5 Aralık'ta bir akıncı grubunu bölgedeki demiryolu tesislerine saldırmaları için Besarabya'ya taşıdı. Dönüş yolculuğu esnasında Sivastopol'u bombalayarak limanda demirli mayın tarama gemilerine hasar verdi.


23 Aralık'ta Midilli, Yavuz Sultan Selim ile Sinop açıklarında buluşmak için seyrederken, sabah karanlığında Zonguldak limanını bloke etmek için batırılması planlanan Rus nakliye gemisi Oleg ile karşılaştı. Midilli hızla Oleg'i batırdı ancak gözcüleri Rus ön dretnot Rostislav'ı tespit ettikten sonra geri dönmek zorunda kaldı. Daha sonra bir diğer blokaj gemisi olan Athos ile karşılaştı ve gemi mürettebatını kendi gemilerini batırmaya zorladı. Ardından, ilerlemelerini izlemek için ana Rus filosunun önüne geçmeden önce kısa süre Rus muhripleriyle çatıştı. Osmanlı kıyı topları kalan blokaj gemilerini derin suda batmaya zorladı. Midilli, 1915'in başlarında ocak ayındaki Hamidiye kruvazörü ile birlikte gerçekleştiren ve istemeden Karadeniz Filosu ile temasa girdikleri bir operasyon da dahil olmak üzere Ruslara karşı bir dizi sorti düzenledi. Midilli, Osmanlı gemileri çekilmeden önce Rus zırhlısı Yevstafi'nin ana batarya taretine bir mermi isabet ettirdi.

3 Nisan'da Osmanlı filosu, Odessa açıklarındaki Rus nakliye gemilerine saldırmak üzere sorti yaptı. Midilli ve Yavuz Sultan Selim, Mecidiye kruvazörünün bir mayına çarpması ve Odessa açıklarında batmasından sonra başarısız olan saldırı için koruma sağladı. Rus filosu, Osmanlı kuvvetini yakalamaya çalışsa da, Midilli ve Yavuz Sultan Selim hasar görmeden kaçmayı başardı. Hamidiye'yle buluşan iki gemi, 6 Mayıs'ta Rus taşıma gemilerine saldırmak için bir taarruz gerçekleştirdi ancak hedef bulamadı. Aynı ayın sonunda Midilli ve Yavuz Sultan Selim'in bahriyelileri Gelibolu'da İtilaf Devletlerinin çıkartma yapan askerlerine karşı savunmaya yardımcı olmak için karaya çıkartıldı. 10-11 Haziran gecesi Midilli, Zonguldak'taki Rus muhripleri Derzki ve Gnevnıy ile karşılaştı. Gerçekleşen çatışmada Midilli, sancak motor kompartımanındaki ana buhar hattına isabet eden bir atışla Gnevnıy'a hasar verdi ancak Gnevnıy'ın fırlattığı beş torpido sebebiyle geri dönmek zorunda kaldı. Midilli bu çatışmada yedi isabet almışsa da aldığı hasar hafifti. Gnevnıy ise ertesi gün Derzkiy yedeğinde çekilerek Sivastopol'a götürüldü.

Midilli 18 Temmuz'da, İstanbul'u koruyan mayın tarlalarından geçen ticaret gemilerine eşlik etmek üzere yoldayken bir mayına çarptı. 4 numaralı kazan dairesi altındaki patlamada sekiz mürettebat öldü ve gemi 600 tondan fazla su aldı. İstinye limanına giden gemide yapılan incelemede, geminin ciddi bir hasar görmediği tespit edilse de; eğitimli personel ve malzeme eksikliği nedeniyle geminin onarımı olması gerekenden uzun sürdü. Gemi, Şubat 1916'ya kadar hizmete geri dönemedi ve bu süreç, 10,5 cm'lik toplarının ikisinin 15 cm'lik toplarla değiştirilmesi için bir fırsat olarak kullanıldı. 27 Şubat'ta bir makineli tüfek bölüğünün 71 subay ve askerini ve daha sonra önemli miktarda malzeme ve mühimmat stokunu Rus ordusunun baskısı altında olan Trabzon'a nakletmek için kullanıldı. 28 Şubat gecesi Trabzon'a giderken, Rus muhripleri Pronzitelnıy ve Bespokoynıy ile karşılaştı. Midilli, Rus gemilerinden kaçınarak Trabzon'a ulaştı. 2 Mart'ta Zonguldak'ın kuzeyinde iki Rus muhribine saldırmaya çalışsa da onları yakalayamadı. Gemi daha sonra İstanbul'a döndü. 11 Mart'ta bu kez 211 asker ve on iki varil yakıt ve yağ taşıdığı bir sefere daha çıkarak 13 Mart'ta Trabzon'a ulaştı. İstanbul'a dönmeden önce Samsun'da durarak 30 ton un, bir ton mısır ve 30 ton kömür yükledi.

İki ikmal sortisini 3 Nisan'da üçüncü bir sorti takip etti; 107 asker, 5.000 tüfek ve 794 sandık mühimmatı Trabzon'a taşıdı. Teslimatı yaptıktan sonra Alman SM U-33 denizaltısıyla buluştu ve Rus kuvvetlerine saldırmak için yola çıktı. Sürmene Körfezi'ndeki Rus mevkilerini top atışına tuttu ve T.233 mayın tarama gemisini ateşe verdi, T.233 sonra U-33'ün güverte silahı tarafından batırıldı. Midilli ise kuzeye dönerek Tuapse açıklarında bir Rus yelkenlisini batırdıktan sonra Rus zırhlısı İmperatritsa Yekaterina Velikaya'yla karşılaştı. Midili, Rus gemisinin top atışlarıyla çatala alınmasına[c] rağmen zarar görmedi ve bölgeden yüksek hızla uzaklaştı. Midilli Mayıs başlarında 60'ar mayından oluşan iki mayın tarlasını Tuna'nın Kili koluna, ikincisini ise Kırım'daki Tarhankut Burnu açıklarına döktü. Gemi ikinci seferde mayınlarını yerleştirdikten sonra Gözleve'yi de top atışına tuttu. 30 Mayıs'ta Sinop ve Samsun'a daha fazla asker götüren gemi, güverte kargosu olarak tahıl ve tütün yükleyerek geri döndü.

Temmuz ayında Midilli ve Yavuz Sultan Selim Trabzon'daki Rus hatlarını yararak yaklaşık 20 km ilerlemenin sağlanacağı Osmanlı karşı saldırılarını desteklemek üzere bir sorti yaptı. Midilli, 4 Temmuz'da Soçi açıklarında bir çift Rus gemisini batırdı ve bir önceki gün torpidolanmış olan başka bir gemiyi imha etti. Daha sonra boğaza dönüş için Yavuz Sultan Selim'e tekrar katıldı ve dönüş yolculuğu esnasında iki gemi, Rus kuvvetlerinden kaçındı.[32] Midilli 21 Temmuz'da Novorossiysk'e mayın dökmeye çalıştı ancak Rusların telsiz dinlemesi ile edindiği istihbarat sayesinde dretnot İmperatritsa Mariya ve birçok muhrip limanı zamanında terk ederek Midilli'nin İstanbul Boğazı'na ulaşmasını engellemek için yola çıktı. İmperatritsa Mariya ve Midilli birbirini saat 13.05'te tespit etti. Güneye dönerek kaçmaya başlayan Midilli, kıçtaki 15 cm'lik topu ile zırhlının yanındaki Rus muhriplerini uzak tutsa da İmperatritsa Mariya'nın silahlarının menzilinden çıkması uzun sürdü. Geminin yakınına düşen top mermilerinin şarapnelleri güverteye isabet ederek birkaç denizciyi yaraladı. Midilli, sis makineleri ile oluşturduğu duman perdesi ve başlayan yağmur sayesinde Rus takipçileriyle teması keserek ertesi sabah erken saatlerde İstanbul Boğazı'na ulaştı. 1916'nın sonuna gelindiğinde yaşanan kömür sıkıntısı, Midilli ve Yavuz Sultan Selim'in saldırı harekâtları gerçekleştirmesini engelledi.

Midilli, Mayıs 1917'de Tuna'nın ağzına bir dizi mayın döşemesinde daha bulundu. Orada iken Yılan Adası'ndaki telsiz istasyonunu imha etti ve 11 mahkûm ele geçirdi. Döktüğü mayınlar 30 Haziran'da Leytenant Zatsaryonni adlı muhribi batırdı. Midilli denizdeyken, daha sonra Svobodnaya Rossiya olarak yeniden adlandırılan İmperatritsa Yekaterina Velikaya'nın da dahil olduğu bir Rus gücü İstanbul Boğazı'na baskın düzenledi. İstanbul'a döndüğü sırada Midilli, Rus filosu tarafından tespit edildi. Rus filosu, geminin İstanbul Boğazı'nın güvenli sularına girmesini engellemeye çalışırken, Midilli ise Svobodnaya Rossiya'nın salvoları altında limana doğru seyretti. Muhrip Gnevnıy saldırmak için Midilli'ye yaklaşmaya çalıştı ancak Midilli'nin 15 cm'lik toplarının atışları sebebiyle uzaklaşmak zorunda kaldı. Gemi, İstanbul Boğazı'na hasar görmeden girmeyi başardı. Bu çatışma eski Alman gemisinin Rus gemileriyle son çatışması oldu. 1 Kasım'da Midilli, Rus savaş gemilerine karşı -tarama yapmak üzere Boğaz'dan ayrıldı. Geminin boğazdan çıktığını gözlemleyen Ruslar, kruvazör Svobodnaya Rossiya ve yeni zırhlıları Volya ile Midilli'ye saldırmaya çalıştı ancak Svobodnaya Rossiya gemisindeki isyan Rus kuvvetinin o gece limana geri dönecek olan Midilli'yi yakalamasını engelledi.

İmroz baskını  İmroz Deniz Muharebesi (1918)

Osmanlı deniz kuvvetinin Ege'deki İtilaf Devletleri donanmasıyla açık çatışmaya giremeyeceği ve ancak küçük baskınlarla rahatsızlık verebileceği inancı güçlendiğinde Amiral Souchon'un yerine 30 Eylül 1917'de atanan Koramiral Hubert von Rebeur-Paschwitz Yavuz, Midilli ve muhripler Muâvenet-i Milliye, Numûne-i Hamiyet, Basra ve Samsun ile Britanya donanmasının üslendiği İmroz'a (günümüzde Gökçeada) baskın yapmayı düşündü. Rebeur-Paschwitz'in amacı İtilaf Devletleri gemilerinin Filistin'den uzaklaşmasına sebep olarak, Sina ve Filistin Cephesi'ndeki Osmanlı kuvvetlerini rahatlatmaktı. Baskın, 20 Ocak 1918 günü gerçekleştirildi. Yavuz ve Midilli asıl baskına katılırken diğer gemiler güvenliği sağlamak için Çanakkale Boğazı'nın girişinde Seddülbahir açıklarında bekledi. Sabah 06.00 civarında Yavuz bir mayına çarparak hafif hasar gördü. Yavuz Kefalo'daki telsiz istasyonunu atışa tutarken Midilli de İmroz'a yöneldi. Yavuz ve Midilli daha sonra İmroz'da Kuzu Limanı'nda demirli bulunan ve kendilerini koruması gereken ön dretnotların o esnada korumadığı Britanya HMS Raglan ve HMS M28 monitörlerini batırdılar. Rebeur-Paschwitz daha sonra Britanya ön dretnot HMS Agamemnon'un Türk gemilerine saldırıya çıkmak üzere buhar topladığı Mondros Limanı'na ilerlemeyi planlamaktaydı ancak pusula sorunlarından ötürü saldırı planını iptal ederek dönüşe geçti. Saat 08.00 civarında Britanya HMS Lizard, HMS Tigress gemileri ve düşman uçakları gözlendi. Midilli, Yavuz'un önünde uçaksavar ateşi için daha elverişli bir pozisyona geçti. Pozisyon almasının hemen ardından gemi bir mayına çarptı ve dümeni kullanılamaz hale gelerek sürüklenmeye başladı. Yavuz ve Midilli düşman mayın tarlası içine girmişti. Yavuz gemiyi yedeğe almak için pozisyon almaya çalışırken Midilli ikinci bir mayına çarpınca bundan vazgeçildi. 08.55'te Yavuz iskele tarafından bir mayına çarptı. Beş dakika sonrasında Midilli yavaşça geri giderken iki mayına daha çarptı. Mayınlar arka kazan dairesi ile iskele tarafı motora ağır hasar verdi ve yan yatmaya başladı, ardından dördüncü bir mayına daha çarptı. 09.50'de Yavuz bir mayına daha çarptı. 09.55'te Midilli beşinci bir mayına daha çarptıktan sonra alabora oldu ve battı. Gemi batarken onu kurtarmak için olay yerine gelen Britanya muhripleri 475 kişilik gemi mürettebatından Langensiepen ve Güleryüz'e göre 162, Hildebrand, Röhr ve Steinmetz'e göreyse 133 kişiyi kurtardı. Geminin iki cankurtaran filikası çatışmada kullanılamaz hale gelmişti; suya atlamak zorunda kalan mürettebat sadece sallar ve can yeleklerine sahipti ve 6 °C'lik deniz suyu sıcaklığı sebebiyle soğuktan öldüler. Geminin batışında ölenler arasında gemi komutanı Albay Georg von Hippel da bulunuyordu.

Batığın tam koordinatı 1993'te Selçuk Kolay tarafından 73 metre derinlikte tespit edildi. Gemi dalışa yasak saha içinde yer almaktadır. Geminin batışının ve I. Dünya Savaşı'nın bitişinin 100. yılı olan 2018'de Savaş Karakaş tarafından gemi hakkında bir belgesel çekildi.

05 Ocak 2022

Denizaltı

Denizaltı, su altında ve su yüzeyinde hareket edebilen bir deniz aracıdır. Deniz Kuvvetlerinde görev yapan diğer tüm gemiler gibi denizaltılar da ön ada sahiptir.


Tarihsel gelişimi

Tarih boyunca insanlar denizlerin altına dalmak, denizleri keşfetmek ve denizlerden faydalanmak istemiştir. Denizlerin altından giden gemilerin yani denizaltıların donanmalar için bir vurucu güç unsuru haline getirme fikrinin Büyük İskender ile başladığı rivayet edilir. Binlerce yıllık bu fikir 19. yüzyılda kullanılmaya başlanmış 20. yüzyılda ise büyük gelişme katetmiştir. II. Dünya Savaşı'nın belirleyici unsurlarından birisi de yine denizaltılar olmuştur.

II. Dünya Savaşı'nın ardından ise güdümlü füze atabilen nükleer denizaltılar ortaya çıkmış ve böylece denizaltılar daha da tehlikeli hale gelmiştir.


Türk denizlerinde ilk önemli denizaltı faaliyetleri

Çanakkale Savaşı'nda 25 Nisan 1915 tarihinden itibaren Marmara’da en az bir denizaltı faaliyet halinde bulunmuştur. Mayıs 1915 ortalarından itibaren ise deniz ikmal yolu, artan denizaltı faaliyetleri yüzünden bütünüyle kullanım dışı kalmış, ikmal ve takviye kara ulaşım hattına bağımlı olmuştur.

Su altına dalma mekanizması

Statik dalış

Denizaltının dalışını oluşturan esaslardan biridir. Denizaltı hareketsiz durumundayken; dizayna göre değişen, altı denize açık veya bir valfla kapatılabilen dalma sarnıçlarına, tepesindeki valf açılıp içindeki hava kaçırılarak su alınması ve yüzme kuvvetinin azaltılması sağlanır. Ancak sarnıçların dolması, botun bünyesini etkilemesi çok uzun bir aşamadır. Sadece aşağı-yukarı hareket vardır.


Dinamik dalış

Denizaltının dalışını etkileyen bir diğer unsurdur; denizaltının baş-kıç ve sancak-iskele bordalarındaki Kanat benzeri dümenlere ve denizaltının kendisine açı-meyil verdirilmek suretiyle, denizaltının ileri hareketiyle oluşan su akış etkilerinin kullanılması ile yapılan dalıştır. Denizaltı gemilerinde dalış ve su içindeki duruş açısını oluşturmak için kullanılan dümenlere; baştakilere "Baş ufki dümenler", kıçtakilere "Kıç ufki dümenler" denir.

İtici güç

Klasik (dizel) denizaltının itici gücü, 1890'larda geliştirilmiş Ward-Leonard sistemine dayanır. AC Motor-Jeneratör-DC Motor, bu sistemin orijinal halidir. Sistem, motor verimindeki en az kayıp üzerine kurulmuştur. Denizaltıda uygulanışı; Dizel-jeneratör-batarya-dc elektrik motoru şeklindedir. Denizaltılarda itici güç için dizel motorundan elde edilen elektrik enerjisi kullanılır. Elektrik enerjisi bataryalarda toplanır ve elektrik motorlarına iletilir. Su altında dizel motor çalışamayacağı için (dizel motorun çalışması için ihtiyaç duyulan hava yüzünden) elektrik motorları ile hareket sağlanır. Bataryalar tasarıma göre değişen çok sayıdaki pilden oluşur. Öyle ki bazı denizaltıların tonajının üçte birini bataryalar oluşturmaktadır.

Yüzeye çıkıldığı zaman dizel motorlar çalıştırılır. Böylelikle bataryalar yüklenir. Aynı zamanda dizel motor gücüyle denizaltı hareket ettirilir. Bu seyir kademesine de yastıklama seyri denir. Hem bataryalar şarj olur, hem de elektrik motorları çevrilir.

Daha farklı olan nükleer denizaltılarda, reaktörde açığa çıkan ısı ile yüksek basınçlı buhar üretilir. Bu basınçlı buhar, türbinleri ve bunlara bağlı olan jeneratörleri çevirerek itici gücü oluşturur.

Silahları

Torpido


Torpido; savaş gemileri ve denizaltılarda kullanılan, pervaneleri sayesinde hareket eden patlayıcı bir silahtır.

13 Aralık 2021

Mesudiye Zırhlısı


Mesudiye (Osmanlıca: ﻣﺴﻌﻮﺩ یه, anlamı: Mutluluk), Osmanlı donanması için 1871-1875 yılları arasında İngiltere'deki Thames Ironworks'te inşa edilmiş merkezî bataryalı zırhlı korvettir. İnşa edilmiş en büyük iki merkezî bataryalı zırhlı korvetten biriydi. Mesudiye'nin Hamidiye adında bir kardeş gemisi olması planlanmıştı; ancak bu gemi Kraliyet Donanması tarafından satın alındı ve HMS Superb adıyla görevlendirildi. Ana silahları merkezî zırhlı bir bataryada yer alan on iki 250 mm toptu.

Mesudiye, Osmanlı-Rus Savaşı (1877-1878) ve Osmanlı-Yunan Savaşı (1897) arasındaki yirmi yıllık dönem de dahil olmak üzere kariyerinin çoğunda yetersiz bakım gördü. Sonuç olarak, 1890'ların sonlarında çok kötü bir durumdaydı, Cenova'da modernize edilerek ön dretnot tasarımlarına benzer şekilde büyük bir ölçüde yeniden inşa edildi. Bu yeniden inşada geminin silahları elden geçirildi; ancak 230 mm silah taretlerinin topları hiçbir zaman monte edilmedi. Ayrıca gemi performansını önemli ölçüde artıran yeni bir tahrik sistemi de kuruldu.


Gemi, Birinci Balkan Savaşı (1912-1913) sırasında İmroz Muharebesi (Aralık 1912) ve Mondros Muharebesi (Ocak 1913) de dahil olmak üzere çok sayıda görevde yer aldı. İkinci angajman sırasında, bir Yunan topçu mermisinden aldığı önemli hasar nedeniyle geri çekilmek zorunda kaldı. 1914'te I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesinin ardından Mesudiye, önemli ateş gücüne sahip olması nedeniyle Çanakkale Boğazı'na girişi engelleyen mayın tarlalarını koruması ve karadaki istihkâmlara yardımcı olması için yüzer tabya olarak için Nara Burnu'nda, Sarısığılar mevkiinde sığ suda demirledi. Savaşın başlarında, 13 Aralık 1914 sabahı teğmen Norman Douglas Holbrook emrindeki Birleşik Krallık denizaltısı HMS B11 mayın tarlalarından geçti ve Mesudiye'yi torpidoladı. Batan gemideki 598 kişilik mürettebattan 10 subay ve 15 er öldü. Gemideki silahlarının birçoğu kurtarılarak Çanakkale Boğazı'nın savunmasını güçlendirmek için kullanıldı. Geminin onuruna Mesudiye Tabyası olarak adlandırılan bu batarya, Mart 1915'te Fransız zırhlısı Bouvet'nin batırılmasına yardımcı oldu.

Tasarım

Genel özellikler ve makineler

Mesudiye 101,02 m uzunlukta ve 17,98 m genişlikteydi, su çekimi ise 7,9 metreydi. İlk inşa edildiği haliyle deplasmanı 8.938 metrik tondu. Gövdesi demirden yapılmıştı ve burunda bir mahmuz taşımaktaydı. Mürettebatı, 700 subay ve denizciden oluşmaktaydı.

Gücünü tek bir yatay, iki silindirli bileşik buhar motorundan alırken, buhar ise kömürle çalışan sekiz kutu kazan tarafından sağlanmaktaydı. Kazanlar geminin ortasında yer alan bir çift bacaya bağlıydı. 7.431 indike beygir gücü (5.541 kW) olarak derecelendirilen motorlar, gemiyi saatte 13,7 deniz mili (25,4 km/sa) hıza ulaştırabiliyordu. 1884 yılına gelindiğinde, on yıllık kötü bakımın ardından en yüksek hız saatte 10 deniz miline (19 km/sa) düşmüştü. Gemi 600 metrik ton kömür taşıyabiliyordu. Her ne kadar öncelikli olarak buharlı bir gemi olsa da Mesudiye'de, üç direkli bir barka yelken teçhizatı da bulunmaktaydı.


Silahlar ve zırh

Mesudiye'nin ana silah gücü, hepsi merkezî bir bataryaya monte edilmiş on iki RML 10 inç 18 ton toptan oluşan bir ana bataryaydı. Her yandaki altı toptan dördü borda ateşi için yanlara bakacak şekilde; biri başa, biri ise kıça doğru açılı olmak üzere monte edilmişti. Üst güvertede ayrıca ikisi ileriye, biri kıça doğru konumlandırılmış üç RML 7 inçlik top bulunmaktaydı. 1891'de altı 76 mm ve altı 25,4 mm seri ateşli top daha monte edildi.

Zırh koruması demir plakalardan oluşuyordu. Kemer zırhının makine ve mühimmatın yer aldığı orta kısımda maksimum 305 mm kalınlıktaydı, uçlara doğru ise önce 127 mm, sonra 76 mm kalınlığa düşmekteydi. Kemerin en kalın kısmı su hattının 1,5 m altına ve 1,2 m üstüne dek devam etmekte ve üç zırhlı plakadan oluşmaktaydı. Ortadaki en kalın plaka 254 mm kalınlığındaydı, alt plaka ise 230 mm'den 150 mm'ye incelmekteydi. Alttaki 254 mm, üstteki 178 mm kalınlığında olmak üzere topçu bataryası iki zırh plakasıyla korunuyordu.

Hizmet geçmişi

Sipariş ve faaliyetsiz dönem

Rus filosunun Sinop'ta tüm Osmanlı filosunu tahrip ettiği Kırım Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu, bir donanma inşa programına başladı. Program, Osmanlı ekonomisinin kronik zayıflığı nedeniyle sınırlı büyüklükteydi. 1860'larda ve 1870'lerde başta Birleşik Krallık ve Fransız tersanelerinden olmak üzere çeşitli zırhlı savaş gemileri sipariş edildi. Fon sıkıntısına rağmen 1870'lerin sonlarına doğru Osmanlılar, on üç büyük zırhlı ve dokuz küçük zırhlı savaş gemisinden oluşan bir filo satın almıştı. Mesudiye Edward Reed tarafından yakın zamanda inşa edilen Birleşik Krallık zırhlısı HMS Hercules temel alınarak tasarlanmıştı.



1871 yılında sipariş edilen Mesudiye'nin inşasına ertesi yıl Londra'daki Thames Ironworks tersanesinde başlandı. 28 Ekim 1874'te denize indirilmesinin ardından Aralık 1875'te deniz denemelerine çıktı. Kardeş gemi olarak planlanan Mahmudiye, yapım aşamasındayken Hamidiye olarak yeniden adlandırıldı;; ancak gemi tamamlanmadan önce Birleşik Krallık tarafından satın alınarak Kraliyet Donanması'nda HMS Superb adıyla hizmete girdi. Mesudiye ve Superb,inşa edilmiş en büyük kazamatlı zırhlı korvetlerdir. Eylül 1876'da Mesudiye, Osmanlı Karadeniz Filosunun amiral gemisi oldu; ancak Nisan 1877'de patlak veren 93 Harbi'nde bir çatışmaya girmedi.

93 Harbi'ndeki Osmanlı yenilgisinden sonra filo Haliç'e çekildi ve sonraki yirmi yıl boyunca büyük ölçüde gözetimsiz bırakıldı. Bu hareketsizlik döneminde Mesudiye, Haliç'teki Tersâne-i Âmire'de bir modernizasyon geçirdi. Şubat 1897'de Osmanlı-Yunan Savaşı'nın başlangıcında Mesudiye'nin, filodaki diğer büyük savaş gemilerinin çoğu gibi savaşa hazır olmadığı görüldü. 15 Mayıs'ta Mesudiye ve diğer birkaç savaş gemisi daha çok mürettebat moralini arttırmayı amaçlayan bir eğitim tatbikatı düzenledi.

Yeniden inşa

Savaşın sona ermesinin ardından hükûmet, bir donanma yeniden yapılanma programı başlatmaya karar verdi. Programın ilk aşaması Mesudiye de dahil olmak üzere eski zırhlı savaş gemilerinin modernizasyonu için teklif toplamaktı. Teklif istekleri yabancı tersanelere gönderildi. Ekim 1898'de Cenova'daki Gio. Ansaldo & C. tersanesi Mesudiye ve Asar-ı Tevfik gemilerini inceleme izni istedi. Her iki gemi de Ocak 1899'da Cenova'ya gönderildi ve 28 Ocak'ta vardılar; ancak Ansaldo sadece Mesudiye'nin modernizasyon ihalesini aldı. Mesudiye, burada ön dretnot tipte bir gemi olacak şekilde yeniden inşa edildi.

Gövdenin radikal bir şekilde yeniden inşasını içeren modernleştirme çalışmaları kapsamında, gövdenin burun ve kıç kısımları kesilerek birer adet 230 mm 40 kalibre Vickers top taşıyan iki taret monte edildi. Taretlerin ön yüzleri 230 mm kalınlığında zırh sahipti; ancak topları hiçbir zaman monte edilmedi ve bunun yerine taretlere tahtadan sahte toplar yerleştirildi. Eski namludan dolma topların yerine on iki adet 150 mm QF toptan oluşan bir ana batarya takıldı ve ayrıca on altı 76 mm QF top üst bataryaya monte edildi. Bunların yanı sıra on adet 57 mm ve iki adet 47 mm top da eklenmişti.

Geminin ortasına büyük bir üstyapı ve 200 mm zırha sahip yeni bir kumanda kulesi inşa edildi. Geminin deplasmanı normal yükte 9.120 metrik ton, tam yükte ise 9.710 metrik tona yükseldi. On altı kömür yakıtlı Niclausse kazan tarafından beslenen iki adet üçlü genleşme motoru kurularak güç sistemi tamamen değiştirildi. Geminin iki pervanesi birbiriyle örtüşecek şekilde, iskele pervanesi sancak pervanesinin biraz önünde kalacak şekilde yerleştirildi. Motor gücünün 11.000 indike beygir gücü (8.200 kW) seviyesine yükseltilmesiyle geminin son hızı 17 knot (31 km/sa; 20 mph) seviyesine ulaştı. Modifikasyonlar sonucunda mürettebatı 800 kişiye yükseldi. Mesudiye, 15 Mart 1904'te deniz denemelerini tamamladı ve ardından İstanbul'a döndü.

Trablusgarp Savaşı ve Balkan Savaşları

1909'da Mesudiye, yirmi yıldır Osmanlı donanması tarafından yürütülen ilk filo manevrasına katıldı. Temmuz 1911'den başlayarak Mesudiye, Beyrut'a yapılan rutin yaz gezisinde doruğa çıkan bir dizi egzersiz için dört muhrip, ön dretnotlar Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis ile bir torpido botuna katıldı. Filo, 29 Eylül 1911'de İtalya Trablusgarp Savaşı'nı ilan ettiğinde İstanbul'a dönüyordu. Mesudiye ve filonun geri kalanı 2 Ekim'de Nara Burnu'nda demirledi ve ertesi gün İstanbul'a döndü. Daha sonra Mesudiye, yeniden inşa edilen zırhlı korvet Asar-ı Tevfik ve torpido kruvazörü Berk-i Satvet ile beraber yedek tümene atandı. Osmanlı donanması savaşı limanda geçirdiğinden herhangi bir çatışmaya girmedi. Bu kısmen Balkan Savaşları öncesinde Balkanlarda artan gerilimlerden kaynaklanıyordu; Osmanlılar filolarını limanda tutarak olası bir çatışmaya hazırlık yapıyorlardı.

Ekim 1912'de Balkan Birliği, Trablusgarp Savaşı'nın sona ermesinden bir ay önce Osmanlılara savaş ilan etti. Savaş ilan edildiği esnada Mesudiye, Büyükdere'de torpido botlar Hamidâbad ve Kütahya ile beraber bekçi gemisi olarak görevlendirilmişti. Aralık'ta Osmanlı filosu yeniden düzenlendi ve Mesudiye, Ramiz Naman Bey komutasında yeni kurulan Savaş Gemisi Tümeni'ne katıldı. Bölümde ayrıca Barbaros Hayreddin, Turgut Reis ve Asar-ı Tevfik de vardı. Gemi, 15 Kasım'da Büyükçekmece'ye giderek filonun geri kalanına katıldı. İki gün sonra Mesudiye ve Barbaros Hayreddin, Çatalca Hattı'nı tutan Osmanlı birliklerini desteklemek için kıyı bombardımanları düzenledi. Bombardımanlar, saldıran Bulgaristan'a önemli bir maddi zarar vermedi; ancak Osmanlı moralini artırdı.

İmroz Deniz Muharebesi

Gemiler, 16 Aralık 1912'de 93 Harbi'nden bu yana büyük savaş gemilerini içeren ilk Osmanlı deniz çatışması olan İmroz Deniz Muharebesi'ne katıldı. Osmanlı donanması saat 09.30'da Çanakkale Boğazı'ndan ayrıldı; küçük gemiler Boğaz çıkışında kaldı, zırhlılar ise kıyıyı takip ederek kuzeye doğru yola çıktı. Limni adasından kalkan zırhlı kruvazör Georgios Averof ve üç Hydra sınıfı zırhlı korvet içeren Yunan filosu, Osmanlı savaş gemilerinin ilerlemesini engellemek için kuzeydoğuya doğru yön değiştirdi. Osmanlı gemileri 09.40'ta 14.000 metre mesafeden Yunanlar ateş açtı. Beş dakika sonra, Georgios Averof Osmanlı filosunun diğer tarafına geçti ve Osmanlıları her iki taraftan da ateş altında kaldıkları elverişsiz bir pozisyonuna düşürdü.

Saat 09.50'de Yunan filosunun yoğun baskısı altında, Osmanlı gemileri rotalarını tersine çeviren 16 noktalık bir dönüşü tamamladı ve boğazların güvenliğine yöneldi. Dönüş başarısız bir şekilde yürütülmüştü, gemiler formasyonu kaybederek birbirlerinin ateş alanlarını engelleyen pozisyonlarda kaldılar. Barbaros Hayreddin, Turgut Reis ve Mesudiye çatışma sırasında birkaç isabet aldı; ancak sadece Barbaros Hayreddin önemli ölçüde hasar gördü. 10.17'de her iki taraf ateş etmeyi bıraktı ve Osmanlı donanması Çanakkale Boğazı'na çekildi. Boğazlara yaklaştıklarında, Mesudiye ve Asar-ı Tevfik, hasar gören ön dretnotların geri çekilmesini koruyacak şekilde pozisyon aldı. Gemiler saat 13.00'te limana ulaştı ve yaralılarını hastane gemisi Reşit Paşa'ya nakletti.

Mondros Deniz Muharebesi

Aralık ayı sonlarında Osmanlılar, son zamanlarda Yunanlar tarafından ele geçirilen adalara karşı Ege Denizi'nde baskın ve devriye operasyonları başlattı. Osmanlı ordusu, Aralık sonunda Yunanistan'ın savaşta daha önce ele geçirdiği Bozcaada'ya çıkartma yapmayı planlamaya başladı. Mesudiye ve Savaş Gemisi Tümeni'nin geri kalanı 4 Ocak 1913 sabahı Çanakkale Boğazı'ndan ayrıldı; ancak Yunan filosunun gözlemlenmesinin ardından operasyon durduruldu. 10 Ocak'ta filo başka bir saldırı operasyonu başlattı, bu sefer Gökçeada'ya bir baskın düzenledi. Yunan muhripleriyle kısa ve sonuçsuz bir çatışmadan sonra filo tekrar Çanakkale Boğazı'nın güvenliğine çekildi. Sekiz gün sonra, savaşın ikinci büyük deniz çatışması olan Mondros Deniz Muharebesi'ne yol açan başka bir filo operasyonu başladı. Osmanlıların planı, hızlı Georgios Averof'u Çanakkale Boğazı'ndan uzağa çekmeyi içeriyordu. Bu amaçla Hamidiye kruvazörü, Yunan ablukasını atlatarak Ege Denizi'ne çıktı ve Yunan kruvazörünü kendisini takip etmeye zorlamaya çalıştı. Kruvazörün tehdidine rağmen, Yunan komutanı Georgios Averof'u filodan ayırmayı reddetti.

Osmanlı donanması 18 Ocak sabahı saat 08.20'de Çanakkale Boğazı'ndan ayrıldı ve 11 knot (20 km/sa; 13 mph) hızda Limni adasına doğru yola çıktı. Barbaros Hayreddin, formasyonun her iki tarafında bir torpido botu filosuyla savaş gemilerine liderlik etti. 11:55 civarında Osmanlı filosunun 8.000 metre menzilde ateş açması ile iki saat sürecek uzun menzilli topçu düellosu başladı. Osmanlı filosu atışlarını Georgios Averof'a yoğunlaştırırken Yunan gemisi 12.00'de karşı ateş açtı. 12.50'de Yunanlar, Osmanlı filosuna karşı T geçişi manevrası yapmaya çalıştı; ancak Barbaros Hayreddin Yunan manevrasını engellemek için kuzeye döndü. O sırada Mesudiye, 15 cm'lik toplarından üçünü hizmet dışı bırakan bir isabet aldı. Bu hasar, kazan sıkıntısıyla birleşince Osmanlı komutanının gemiyi filodan ayırmasına ve limana geri göndermesine yol açtı.

5 Şubat'ta Mesudiye, Marmara Denizi'ndeki Şarköy operasyonlarını destekleyerek şehri işgal eden Bulgar birliklerini bombaladı. Bu, gemi tarafından yapılan son savaş zamanı operasyonuydu. Üç gün sonra Şarköy'e yapılan amfibi saldırıya katılmadı. Osmanlı donanması, savaşın kalan aylarını limanda geçirdi. Nisan'da ilan edilen ateşkes ile çatışmalar sona erdi.

I. Dünya Savaşı

Temmuz 1914'ün sonlarında Avrupa'da I. Dünya Savaşı patlak verdi. Osmanlılar savaşın ilk döneminde tarafsız kaldı. 6 Eylül 1914'te Mesudiye, Çanakkale Boğazı'nın girişinde yer alan mayın tarlalarını korumak üzere mayın gemisi Nusret ve römorkör İntibah desteğinde Nara Burnu'na gönderildi. Osmanlılar ve Çanakkale Boğazı'na girişte devriye gezen bir Birleşik Krallık filosu arasındaki gerilim, İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan ettiği 5 Kasım'a kadar giderek arttı.

13 Aralık sabahı Teğmen Norman Holbrook komutasındaki Birleşik Krallık denizaltısı B11, Çanakkale Boğazı'na girdi. 11.30 civarında demirlemiş halde olan Mesudiye'yi gözlemledi ve 750 metre mesafeden tek bir torpido ateşledi. Torpido geminin kıç tarafına çarparak gemiye hasar verdi. Mesudiye'nin topları bir süre B11'in periskopuna ateş açtı. Mesudiye, aldığı yara sonucu alabora olarak sığ suda battı. Bu arada B11, Çanakkale Boğazı'ndan başarıyla çıkarak limana döndü. Mürettebatta kayıplar görece hafifti, 10 subay ve 27 bahriyeli öldü. Bir kurtarma çabası ile 150 mm ve 76 mm toplar sökülerek Çanakkale'nin savunmasını güçlendirmek için kullanıldı. B11'in kaptanı Holbrook, Mesudiye'yi batırdığı için Victoria Haçı ile ödüllendirildi.

Mesudiye'den kurtarılan 150 mm toplar, Çanakkale'de kıyıya yerleştirilerek "Mesudiye Tabyası" kuruldu. Bu silahlar, 18 Mart 1915'te Çanakkale Deniz Savaşı'nda kullanıldı. Tabya, Fransız savaş Bouvet'ye sekiz kez isabet sağladı, bu isabetlerden biri geminin ön taretini devre dışı bıraktı.[30] Bouvet daha sonra bir mayına çarparak battı, mürettebatının büyük kısmı öldü

07 Ekim 2021

Achille Lauro

Achille Lauro, (önceki adı Willem Ruys), bir yolcu gemisidir. Daha çok 1985'teki kaçırılma olayı ile anılır.


Willem Ruys'un yapımı 1947'de tamamlandı ve ilk seyahatine 2 Aralık 1947'de çıktı. 192 m uzunluğunda, 25 m yüksekliğinde, 21.110 gross ton ağırlığında ve 900 yolcu kapasiteli idi. 1964'te "Lauro Line" şirketince satın alınmasının ardından adı Achille Lauro oldu. Yoğun bir bakım ve onarımdan sonra 1966'da tekrar sefere çıktı. 30 Kasım 1994 günü, Somali açıklarındayken çıkan bir yangın sonucu tahrip oldu ve üç gün sonra da battı. 

Kaçırılması

7 Ekim 1985 tarihinde, Filistin Kurtuluş Cephesi (FKC) mensubu dört kişi, İsrail'in 1 Ekim tarihinde Tunus'taki FKÖ genel merkezini bombalamasına misilleme olarak, Achille Lauro gemisi Mısır'ın Aleksandria kentinden Port Said kentine gittiği sırada geminin kontrolünü ele geçirdiler.

Geminin, Suriye'nin Tartus limanına yanaşmasını ve o tarihte İsrail hapisanelerindeki 50 Filistinlinin serbest bırakılmasını talep ettiler. İsteklerinin reddedilmesi üzerine, felçli bir Yahudi yolcuyu (Leon Klinghoffer) öldürerek denize attılar. Gemi Port Said'e geri döndü ve iki gün süren pazarlıklardan sonra korsanlar, gemiyi terk etmeye razı oldular ve bir Mısır uçağı ile Tunus'a gitmelerine izin verildi.

Uçak Tunus'a gitmekte iken ABD savaş uçaklarınca Sicilya'daki bir NATO üssüne inmeye zorlandı ve korsanlar İtalyan makamlarınca tutuklandı. Büyük olasılıkla liderleri Ebu Abbas da dahil olmak üzere uçağın diğer yolcularının Tunus'a gitmelerine izin verildi. Ebu Abbas İtalyan makamlarınca gıyabında yargılandı ve suçlu bulundu. Abbas, kaçırma olayı ve öldürülen Klinghoffer için 1996'da özür diledi fakat bu özür ABD hükûmeti ve Klinghoffer'in ailesince kabul edilmedi. Abbas 2003 yılında Irak'ta yakalandı ve 8 Mart 2004'te hapiste öldü.

06 Eylül 2021

Dünyanın mürettebatsız ve tamamen elektrikli ilk kargo gemisi demir almaya hazırlanıyor

Dünyanın ilk sıfır emisyonlu kargo gemisi Yara Birkeland, yılda 40 bin tır seferinin yerini alacak.



Dünyanın ilk tam otonom ve elektrikli kargo gemisi, ilk ticari operasyonuna bu yıl başlayacak. Gemi başarılı olursa son derece kirletici denizyolu taşımacılığı endüstrisini dönüştürebilir.

Yara Birkeland, iki Norveç kasabası (Herøya ve Brevik) arasında herhangi bir mürettebat olmadan seyahat edecek ve genellikle karadan taşınan yükleri taşıyacak.

Operatörlerine göre gemi yılda 40 bin tır yolculuğunun yerini alarak NOx (azot oksit) ve CO2 (karbondioksit) emisyonunu önemli ölçüde azaltacak.

Geminin otonom operasyonlarından sorumlu teknoloji firması Kongsberg'ün CEO'su Geir Håøy, "Yara Birkeland, tüm denizcilik endüstrisi için büyük bir teknolojik ve sürdürülebilir ilerlemeyi yansıtan bir sonraki önemli adımı temsil ediyor" dedi.

Uluslararası Denizcilik Örgütü'ne (International Maritime Organisation - IMO) göre denizyolu taşımacılığı endüstrisi, dünyadaki toplam sera gazı emisyonunun yüzde 2 ila 3'ünü oluştursa da dünya ekonomisi için hayati önem taşıyor.

Her yıl 90 binin üzerinde gemi okyanusları geçerken tüm ticaretin yüzde 90'ından fazlası denizyoluyla yapılıyor.

Denizyolu taşımacılığı 2015 Paris İklim Anlaşması'na dahil edilmedi ancak IMO ülkeleri 2018'de, karbon emisyonlarını 2050'ye kadar 2008 seviyelerine kıyasla en az yüzde 50 azaltma sözü vermişti.

ara Birkeland, ilk otonom gemi değil (Finlandiya'da otomatik dümenli bir yolcu vapuru 2018'de hizmete sokulmuştu). Ancak Yara Birkeland ilk tam otonom ve ilk yüzde 100 elektrikli kargo gemisi.

7 MWh'lik devasa bir batarya, azami 13 deniz mili hız sağlayabilen iticilere güç verirken kargo ambarı da 60 nakliye konteyneri taşıyabiliyor.

Geminin ilk etapta ticari operasyonlara geçen yıl başlaması planlanıyordu ancak pandemi nedeniyle gecikme yaşandı.

Kesin bir tarih henüz belirlenmese de operatörler, geminin yıl sonundan önce hizmete gireceğini söylüyor.eviren: Kerim Çelik

19 Ağustos 2021

Gondol

İtalyanca ve İngilizce gondola, gondol, geleneksel kürekli bir Venedik aracıdır. Gondollar yüzyıllardır Venedik içinde taşıma anlamında önemlidir ve hala genel taşımacılıkta Büyük Kanal'da traghetti (küçük feribot) olarak hizmet vermesiyle bir role sahiptir. Bugünkü öncelikli rolleri ise turistleri belirli bir ücret ile taşımaktır.



Hakkında

Gondol, ayakta duran ve ileri bakarak başı ile referans yapan kürekçisi tarafından küreğin sudan yararlanarak gondolu ileri itmesiyle su yüzeyinde ilerleyen bir araçtır. Popüler inanışın aksine gondol küreği punt boat adı verilen su botundaki gibi küreğin suyun dibene temasıyla sandalın itilmesi yöntemiyle yüzdürülmez. İki yüzyıl öncesine kadar gondollar yolculşarını yağmurdan veya güneşten korumak için küçük açık kabinlere sahipti. Venedik kanunları gondolların siyah renge boyalı olmasını zorunlu kılar, bu nedenle onlar şimdi siyah renge boyalıdır.

18'nci yüzyılda birkaç bin gondol olduğu tahmin edilir. Bugün birkaç yüz gondol vardır ve bunların çoğu turistler tarafından kiralanır az bir miktarı ise kişilerin kendisine aittir ve kendileri için kullanırlar.

Genel taşımacılığın onlar için altın çağ olduğu zamanda, dört kişilik bir ekip vardı bunun üçü kürekçi ve dördüncü kişisi de sahile dayalı ve gondolun rezervasyonu ve yönetiminden sorumlusuydu.

Şehir hükümetinin gondolların değişimini yasakladığında, gondol yapımı 20'nci yüzyıl ortalarına kadar evrim geçiriyordu. Kürek veya rèmo, kilit olarak bilinen fòrcola da tutulur. Forcola karmaşık bir biçimdir, küreğe çeşitli pozisyonları yapmasını sağlar. Dönüşler, duruşlar, geriye kürek çekme, yavaşlama hareketlerinin yapılmasını sağlar. Gondolun önündeki süs, fèrro (anlamı demir) olarak isimlendirilir ve pirinç (bakır, çinko alaşımı), çelik veya alüminyumdan yapılabilir. Bu bir dekor olarak hizmet verdiği gibi gondolun kıç tarafında ayakta duran gondolcuya eş ağırlık için olup gondolun sola yatmasını önler.

Gondollar sekiz farklı ağaç tipinden el yapımı olup, (köknar, meşe, kiraz, ceviz, karaağaç, ıhlamur, karaçam ve maun) 280 parçanın birleşiminden meydana gelmektedir. Kürekler, kayın ağacından yapılmaktadır. Gondolun sol tarafı, sağ tarafından daha geniş yapılır.

Enteresan teorilere karşın gondol kelimesinin kaynağı hakkında tatmin edici bir açıklama yoktur.

Edebiyatta gondol

Mark Twain 1867 yılında Venedik'i ziyaret etmiştir. Yazmış bulunduğu The Innocents Abroad adlı eserinin 23'üncü bölümününün çoğunu gondollar ve gondolculara ayırmıştır.

24 Şubat 2021

Konteyner Gemileri

Konteyner gemisi, uluslararası standartlardaki konteyner adı verilen kutuları taşımak için tasarlanmış, yük gemisidir. Uluslararası ticari yük taşımacılığında diğer taşımacılık araçlarına kıyasla maliyetleri düşürdüğü için çoğunlukla tercih edilir. Bu yaygın kullanımından dolayı uluslararası ticaretin simgelerinden biri haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı 2019 verilerine göre dünyada konteyner gemisi kapasitesi 265.668.000 tondur.


Genellikle 21–25 knot seyir hızına sahiptirler.

Büyüklüklerine göre sınıflandırılması

SınıfKapasite (TEU)BoyGenişlikDraftÖrnek
Ultra Large Container Vessel (ULCV)14,501 ve üzeri1.200 ft (366 m) ve daha uzun160,7 ft (49 m) ve daha geniş49,9 ft (15,2 m) ve daha derinMaersk Triple E class konteyner gemileri 400 m boyu, 59 m genişliği 14,5 m draft ve 18.270 TEU taşıma kapasitesi ile Süveyş Kanalı'ndan geçebilirler. (photo: MV Mærsk Mc-Kinney Møller)Mærsk Mc-Kinney Møller passing Port Said in the Suez Canal on its maiden voyage.jpg
New Panamax (or Neopanamax)10,000–14,5001.200 ft (366 m)160,7 ft (49 m)49,9 ft (15,2 m)43 m genişliği ile COSCO Guangzhou gibi gemiler eski Panama Kanalı'ndan geçmek için oldukça geniştir, ancak genişletilmiş olan yeni kanaldan kolaylıkla geçebilirler.COSCO Guangzhou 02 (RaBoe).jpg
Post-Panamax5,101–10,000
Panamax3,001–5,100965 ft (294,13 m)106 ft (32,31 m)39,5 ft (12,04 m)Providence Bay sınıfı gemiler, 292.15 m boy, 32.2 m genişlik ve 13.3 m derinlik ilePanamax sınıfı gemilerin üst limitindedir. (photo: 4,224 TEU MV Providence Bay Panama Kanalı havuzlarından birinde)Panama Kanal 01 (40).jpg
Feedermax2,001–3,0003000 TEU altındaki gemiler feeder olarak adlandırılır. Bazı gemiler kargo vinçleri ile donatılmıştır.(photo: 384 TEU TransAtlantic demir atmış durumda)MV TransAtlantic.jpg
Feeder1,001–2,000
Small feeder1,000'e kadar

23 Şubat 2021

Sal

Sal deniz ya da nehirde su üzerinde kalmak ya da hareket etmek üzere tahta ya da tomrukların birbirine eklenmesiyle oluşturulan düz taşıt. En basit tekne/kayık tasarımıdır ve gövdesiz yalın olmasıyla karakterize edilir.

 

Geleneksel sallar tahta ya da tomruk veya kamıştan yapılırken, çağdaş sallar için daha çok duba ya da polistilen bloklar kullanılır. Şişme sallar (özellikle de rafting denilen sal sporunda) çok katmanlı dayanıklı kauçuk malzemeden yapılır. Dicle nehrinde taşımacılıkta kullanılan sallara kelek adı verilir. Norveçli bilim adamı Thor Heyerdahl ve beş arkadaşının 1947'de Güney Amerika'nın batı kıyılarından Tahiti'nin doğusundaki adalara yaptıkları yolculukta Kon-Tiki adlı salı kullanmışlardır.

31 Aralık 2020

Gemi

Gemisu üstünde dengede durabilen, manevra kabiliyeti bulunan (makine, yelken, kürek yardımı vb.) belli bir büyüklüğe sahip olan ulaşım aracıdır.

İlk olarak MÖ 4000 yıllarında Eski Mısırlıların uzun kamışlı tekneler yapması gemilerin bilinen en eski örneğini oluşturmuştur. MÖ 3000 yıllarından sonra Polinezyalılar, Pasifik Okyanusu'nda uzun mesafeler katedebilmelerini sağlayan Polinezya navigasyon sistemini 12 Aralık 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. oluşturdular. MÖ 15. yüzyıldan itibaren Fenikeliler kurdukları ticaret kolonileri aracılığıyla bütün Akdeniz’e yayılmışlardı. Koloniler arasında ulaşım ve ticaret, gemiler aracılığıyla sağlanıyordu. 700-1000 yılları arasında Vikingler uzun tekneler yapmışlardır. 1500'lü yıllardan itibaren kalyon adı verilen tekneler yapılmıştır. 19. yüzyılda yelkenlerin yerini buhar gemileri almaya başlamıştır. Bunlar hâlen kullanılmaktadır.

Mısırlıların Akdeniz'de ticaret yapmak
amacıyla kullandıkları kürekle yönlendirilen
yelkenli gemi



Romalıların kullandıkları kürekli
ve yelkenli gemi


Gemi Türleri

Çeşitli gemi tipleri bulunmaktadır. Tanker, konteyner, cevher, LASH, kurtarma, buzkıran, yat, fabrika, frigorifik, savaş ve tekne başlıca gemi çeşitlerindendir

Ticari Gemiler

  1. Balıkçı Gemileri
    1. Avlama gemileri
    2. Ürün işleme gemileri
  2. Yolcu ve Taşıt Taşıyan Gemiler
    1. Kruvaziyer gemiler, yüksek hizmet standartları sunan turistik yolcu gemileridir.
    2. Feribotlar, kısa mesafeli yolcu ve araç taşıyabilen gemilerdir.
    3. Ro-Ro, tekerlekli taşıt taşıyan gemilerdir. Uzak mesafe kara yolu taşımacılığını kısaltma adına üretilmiş bir çözüm yöntemidir.
  3. Yük Gemileri
    1. Kuru Yük Gemileri
      • Dökme yük gemisi, maden cevheri, hurda metal, hububat gibi dökme hâlde bulunan yükleri taşıyabilen gemilerdir.
      • Konteyner gemileri, özel olarak imal edilen çeşitli ebatlarda bulunan konteyner adı verilen kasaları taşıyan gemilerdir. Hızlı ve sık sefer yapan gemilerdir.
      • Genel kargo gemileri, paketli hâlde ve düzenli istif edilebilen yükleri taşıyabilen gemilerdir.
      • Soğuk havalı gemiler, yükleri bozulabilecek ürünlerden olan ve bunları soğutucularıyla koruyabilen gemilerdir.
    2. Tankerler, sıvı veya gaz hâlde yük taşıyan gemilerdir. Taşıdıkları yükün türüne göre özel olarak tasarlanıp donatılırlar.
      • Petrol tankerleri, ham petrol taşıyan gemilerdir. Genellikle petrol kuyusu, açık deniz platformu ya da terminallerden yükleme yapıp, rafinerilere tahliye yaparlar.
      • Ürün tankerleri, petrol ürünleri taşıyan, rafinerilerden yükleme yapan gemilerdir.
      • Kimyasal tankerler, sıvı hâlde kimyasal ürünler taşıyan gemilerdir.
      • Gaz tankerleri sıvılaştırılmış ya da sıkıştırılmış hâlde gaz taşıyan, özel yükleme-tahliye ve güvenlik sistemleri ile donatılmış, yüksek yatırım maliyeti ve özel işletme şartlarına sahip gemilerdir.
        • LPG Tankerleri: Sıvılaştırılmış petrol gazı taşıyan gemilerdir.
        • LNG Tankerleri: Sıvılaştırılmış doğal gaz taşıyan gemilerdir.




Askerî Gemiler

Muharebe gemileri

Savunma ve saldırı görevi yapan, ateş gücü olan askeri gemilerdir.

  • Kruvazör
  • Fırkateyn
  • Korvet
  • Zırhlı
  • Muhrip veya Destroyer
  • Uçak gemisi
  • Helikopter gemisi
  • Denizaltı
  • Mayın Dökme Gemisi
  • Mayın Tarama Gemisi
  • Hücumbot
  • Torpidobot

Destek gemileri

Muharebe gemilerine malzeme, personel, vs...destek olan ateş gücü bulunmayan askeri gemilerdir.

  • Lojistik destek gemisi
  • Çıkartma gemisi

Özel Amaçlı Gemiler

  1. Hizmet Gemileri
    • Römorkör
    • Yangın söndürme gemileri
    • Kurtarma gemileri
    • Buzkıran gemiler
    • Hastane gemileri
  2. Bilimsel Araştırma Gemileri





Gezinti ve Yarışma Gemileri

Sevk Sistemlerine Göre

  1. Rüzgâr gücü kullanan gemiler, yelken yardımı ile ilerleyen gemilerdir. Günümüzde bu tür gemiler ticari taşımacılıktan öte gezinti amaçlı olarak kullanılmaktadır.
  2. Buhar gücü kullanan gemiler, pistonlu buhar makinesi ya da buhar türbinleri ile üretilen gücü kullanırlar. Geçmişte kullanılan pistonlu makineler günümüzde pek kullanılmamaktadır. Buhar türbinleri ise yüksek güç ihtiyacı olan büyük tonajlı gemilerde tercih edilmektedir. Gemi adlarının önünde SS (steam ship) takısı ile ayırt edilebilirler.
  3. Motor gücü kullanan gemiler, içten yanmalı bir Diesel ya da benzin motoru gibi makine ile sevk edilen gemilerdir. Yakıt olarak genellikle fuel oil, diesel oil ve benzin kullanılır. Gemi adlarının önünde MV (Motor Vessel), MT (Motor Tanker), MY (Motor Yacht) takısı ile ayırt edilebilirler.
  4. Gaz türbini kullanan gemiler,
  5. Nükleer güç kullanan gemiler, nükleer reaktör tarafından üretilen ısıyı kullanarak buhar türbini çalıştıran gemilerdir. Yüksek maliyet ve güvenlik gereksinimleri sebebi ile askerî gemilerde, denizaltılarda kullanılmaktadır.
  6. Elektrik gücü kullanan gemiler, bu gemiler bir türbin ya da motor tarafından tahrik edilen bir alternatörün ürettiği elektrikle beslenen elektrik motoru ile ilerleyen gemilerdir.

Dizayn Özellikleri ve Yapısal Bileşenler

Modern bir yük gemisini oluşturan temel yapısal bileşenler tekne, üst yapıdır. Elektro-mekanik sistemler( ana makine, yardımcı makineler, güverte makineleri, elektronik sistemler), boru ve elektrik devreleri de donatım bileşenleridir.

  • Tekne, geminin su ile temas eden ve yüzerliğini sağlayan dış kabuk olarak tanımlanabilir. Teknenin iç kısmı makine dairesi, yük taşınan ambar ya da tankları meydana getiren boşluklar ile ihtiyaç duyulan diğer sıvıların taşındığı tankları meydana getirmektedir.
  • Üst yapı, köprüüstü, ofis, kamaralar, gibi yaşam ve yönetim alanalrının bulunduğu yapıdır.
  • Makine dairesi, geminin ilerlemesini sağlayan ana makine ve diğer ihtiyaçları sağlayan yardımcı makinelerin bulunduğu kısımdır. Geminin tasarımına göre yeri değişmekle beraber günümüzde modern yük gemilerinde genellikle kıç tarafta bulunmaktadır.
  • Boru devreleri, gemide ihtiyaç duyulan sıvı ve gazların iletimini sağlar ve kullanım amacı ile içinden geçen akışkana göre çeşitli malzemelerden imal edilmiştir.
  1. Balast Devreleri: Geminin dengesini sağlayan balast tanklarını doldurup boşaltmada kullanılan devrelerdir.
  2. Yakıt Devreleri: Ana ve yardımcı makinelerde yakılan yakıtın dolum ve transferini sağlayan devrelerdir.
  3. Yağ Devreleri: Ana ve yardımcı makinelerde kullanılan yağın dolum ve transferini sağlayan devrelerdir.
  4. Soğutma Suyu Devreleri: Soğutma için kullanılan deniz suyu ve tatlı suyun dolaşımında kullanılan devrelerdir.
  5. Tatlı Su Devreleri: Kullanılan tatlı suyun iletimini sağlayan devrelerdir.
  6. Atık Devreleri: Atık yıkama suları, sintine suları, tuvalet suları, atık yağların iletimi ya da gemi dışı tesislere bertaraf edilmesi için kullanılan devrelerdir.
  7. Kargo Devreleri: Tankerlerde yükün yükleme ve tahliyesinde kullanılır.
  8. Yangın Devreleri: Yangın söndürme sistemine su taşıyan devrelerdir.





Gemileri Tanımlamada Kullanılan Kavramlar Boyutsal Kavramlar

Boyutsal Kavramlar

  • Boy, geminin baş kıç doğrultusundaki mesafedir. L harfi ile sembolize edilir. Tam boy (Loa), kaimeler arası boy (Lbp), su hattı boyu (Lwl) gibi çeşitli boy tanımları vardır.
  • Genişlik, geminin ortasında iskele ve sancak güverte kenarları arasındaki mesafedir. B harfi ile sembolize edilir.
  • Derinlik, güverte kenarından tabana kadar olan mesafedir. D veya H harfi ile sembolize edilir.
  • Draft veya su çekimi, geminin su altında kalan kısmının derinliği yani üzme hattı ile taban arası mesafe olarak tanımlanabilir. T veya d harfi ile sembolize edilir.
  • Fribord, geminin tekne kısmının su üstünde kalan kısmıdır. Derinlik ile draft arasındaki fark fribord değerini verir. f harfi ile sembolize edilir.
D = T + f
  • Deplasman hacmi, geminin su altında kalan kısmının hacmidir. Bir diğer ifade ile geminin taşırdığı ya da yer değiştiren su hacmidir. V harfi ile sembolize edilir. Deplasman tonajı ise taşan suyun ağırlığı olarak ifade edilir. Deniz ya da tatlı su ortamına göre değişir. Δ sembolü ile gösterilir.
Δ = V (deplasman hacmi)* γ (suyun özkütlesi)
  • Blok katsayısı, geminin narinliğini ifade eden; su altında kalan tekne hacminin, su altında kalan tekneyi içine alan prizmatik hacme orandır. Tekne formu dolgunlaştıkça değer 1'e yaklaşır.
CB= V / (Lwl * Bwl * T)
Kapasite ile ilgili tanımlar
  • Deadweight Ton, geminin ağırlık olarak taşıma kapasitesini ifade eder. Bu taşıma kapasitesine yük, yakıt, yağ, su, kumanya, personel dahildir. DWTdwt gibi sembollerle gösterilir. Genellikle metrik ton cinsinden (MT) ifade edilir.
1 MT = 1000 kg
  • Gros Ton, geminin kapalı hacimleri toplamını ifade eder. Adının aksine ağırlık değil hacim ifade eder. GT kısaltması kullanılır.
1 GT = 100 feet küp = 2,83 metreküp
  • TEU, İngilizce twenty-foot equivalent unit ifadesinin kısaltması olan, konteyner taşımacılığında boyu 20 feet olan konteyneri belirten ölçü birimidir. Konteyner gemilerinin yük kapasiteleri TEU olarak belirtilir.

Yönler

  • Baş ya da pruva geminin ön tarafını;
  • Kıç ya da pupa arka tarafını;
  • Sancak sağ tarafını;
  • İskele sol tarafını;
  • Borda yanları,
  • Karina alt kısmını belirtir.

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!